7 Ekim 2023’ten bu yana sessizim.
Dilim dönmüyor, konuşamıyorum.
Kulağım işitmez oldu, duyamıyorum.
Göz yaşlarım kurudu, ağlayamıyorum.
Vicdanım tutuldu, duygularım söndü.
Melekelerim köreldi, düşünemiyorum.
Çaresizlik insanın elini kolunu bağladığı gibi bütün insani özelliklerini de askıya alıyor.
Hislerin kalmıyor.
Gazze savaşı başladığından bu yana maalesef durumum bu. Çaresizim.
Sözün bittiği, eylemin faydasız kaldığı, sıradan eylemlerin fayda vermediği dönemdeyiz.
Karşınızda kandan ve zulümden beslenen hayvandan daha aşağı mahluk varsa, onu ancak dilinden anlayacağı yöntemlerle durdurabilirsiniz.
KARŞI EYLEMLER İSRAİL VAHŞETİNİ ARTIRIYOR
Yoksa yaşattığı vahşetin gerisinde göstereceğiniz tepkiler sadece vahşetinden zevk almayı artırır.
Sizin acziyetiniz onun barbarlığını körükler.
Öyle de olduğunu görüyoruz.
Geldiğimiz noktada İsrail’in Gazze’de Filistinlilere yaşattığı vahşete karşı vicdanı olan dünya ayakta.
Dünyanın her yerinde halklar bu vahşete ellerinden geldiğince tepki gösteriyor.
Ama İsrail’in vahşeti daha da artıyor.
Öyleyse tepkilerin yöntemi değişmelidir.
Daha farklı yöntem ve önlemlere baş vurulmalıdır.
İSRAİL’İN VAHŞETİ BATI'NIN HİMAYESİ ALTINDA
İsrail’in dünyanın gözü önünde Gazze’de işlediği vahşetin cesareti Gazze önlerinde demir almış ABD, İngiltere, Fransa gibi devletlerin donanmalarından, Kıbrıs’taki İngiliz üslerinden gelir. Öncelikle bu donanmalar ve üsler etkisiz hale getirilmelidir.
Batı tıpkı 1820’lerde Mora’da yüz bin Türk ve Müslümanı kundaktaki bebeklere kadar öldüren Yunan çetelerine yaptığı gibi, donanması ile İsrail’in vahşetine bekçilik yapıyor. İsrail’in asıl cesaret kaynağı budur.
Resmen 1820 Mora soykırımına benzer vahşet tekerrür ediyor.
Yoksa bugün o donanmaları ve lojistiği kesseniz, İsrail’in tamamı, Filistinlilerin önünde üç gün dayanamaz.
Hele HAMAS karşısında üç saat tutunamaz.
Unutulmasın, İsrail’e karşı gösterilecek tepkiler artık sokaklardan geçmiyor.
Tepkilerin onların anlayacağı yöntemlere evrilmesi gerekiyor.
İsrail’e karşı milyarlarca insanın Filistin bayrakları ile sokaklarda olmasından daha etkili olan, oraya ulaştırılabilecek bir kurşundur.
Gazze açıklarında vahşetin bekçiliğini yapmakta olan Batı donanmasının kaçmasını sağlayacak küçücük bir vatoz misali teknolojik yardım her şeyi değiştirir.
Bunu 7 Ekim’den bu yana icat edecek İslam dünyasında bir tek mühendis yok mu?
MÜSLÜMAN TEKNOLOJİK POTANSİYELİNİ KULLANMALIDIR
2 milyarlık Müslüman dünyanın içinden bu teknolojik ortamda İsrail’i durduracak, Batı donanmasını kilitleyecek bir teknoloji geliştirilemiyorsa, meydanlarda milyarlarca defa lanet okumak sonuç vermeyecektir.
Bunun için Müslüman, bulunduğu devletten bir beklentiye girmeden çok daha özel çalışmalar yapabilir.
Havadan, denizden uygulamaya koyabilir.
Kavli dualar bir şekilde fiili dualara dönüşmelidir.
Aksi halde elinizde düşmanın silahından daha iyisi yoksa yenilirsiniz.
Artık 2 milyar Müslümanın içindeki teknoloji potansiyelini çıkarmalı, küçük küçük kadrolar ile harekete geçmelidir.
Bu potansiyel organize edilip harekete geçildiğinde çok kısa zamanda İsrail’in zulmü de dünyada İslam aleminde yaşanan kaosta son bulacaktır.
Artık ağlamak yerine harekete geçme zamanıdır.
Tekrar uyarayım.
İsrail sokaklarda kendi aleyhine atılan sloganlardan zevk alıyor.
Çünkü bu tür gösterileri yaptığı vahşet karşısında dünyanın acziyeti olarak görüyor.
Kalın sağlıcakla...