TBMM Başkanvekili, DEM Parti İstanbul Milletvekili ve İmralı Heyeti Üyesi Sırrı Süreyya 15 Nisan’da aort damarı yırtılmış ve Florence Nightingale Hastanesi'nde ameliyat edilmişti.
Önder’i ameliyat eden doktorlardan biri olan Kalp-Damar Cerrahisi Bölüm Başkanı Prof. Dr. Ertan Sağbaş, son durumla ilgili Mezopotamya Ajansı’na açıklamalar yaptı.
Prof. Dr. Sağbaş, Önder'in yoğun bakımdaki tedavisinin titizlikle devam ettiğini belirtti ve "Şu hale gelmesi büyük mucize. Biz de bir mucizenin peşine düştük gidiyoruz. Umudumuz devam ediyor. Kurtulma ihtimali zayıf da olsa umudumuz var" dedi.
“O BİZİ ÇOK SEVİNDİRDİ”
Prof. Dr. Ertan Sağbaş'ın açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
Ameliyattan sonra 2-3 gün bekledik. Sonra tekrar ameliyata aldık. Bu sefer hem içerisini temizledik hem de kalbe bakıp gözlemledik. İlk ameliyatta kasılmayan sağ tarafın kasılmaya başladığını gördük. "Bu çok iyi bir şey. Bu amaçladığımız bir şeydi. Yani kalbi dinlendirelim, sağ kalp kendini toparlasın ve kasılmaya başlasın istiyorduk. İstediğimiz buydu. O bizi çok sevindirdi.
“BELİRSİZLİĞİNİ HALA KORUYOR”
ECMO desteğine devam ediyoruz. Göğsünü kapattık. Beyinle ilgili bir görüntüleme yapabildik ve tomografi çektik. Bu daha yenidir. 3 gün önce akşam saatlerinde yapabildik. Orada yoğun bir beyin ödemi var. Nörologlar ödemin açılması gerektiğini söylüyor. Ancak bizler de o zaman net konuşabiliriz. O belirsizliğini hala koruyor.
Soluk alma refleksi oluşmuyor. Uyutucu almadığı halde uyanmıyor ve gözünü açmıyor. Nörolojik açıdan olumsuz durum daha fazla gibi duruyor. Bu benim öngörüm değil, nörologların öngörüsü. O işin profesyoneli nörologlardır.
“ÇOK YOĞUN ÖDEM VAR”
Hemen ilk andan itibaren antiödem tedavisine başladık. Beynin ödemlendiğini tahmin ediyorduk. Bu durum kalp masajıyla resüsitasyon yapılan hastalardaki en büyük problemlerden biridir bu. Nörolog arkadaşlarımızın da önerisiyle ilk andan itibaren antiödem tedaviye başladık. Şimdi de devam ettiriyoruz. Bu tomografideki durumu görünce doğru yolda olduğumuzu gördük. Çünkü çok yoğun ödem var.
Artı vücuttan sıvı çekiyoruz. Böylece ödemi azaltmaya çalışıyoruz. Sıvı çekerek artı damar içi onkotik basınç dediğimiz durumu arttırıp damar içerisindeki protein yoğunluğunu daha fazla hale getirerek dokulardan ve beyinden sıvı çekmeye çalışıyoruz. Yani ilaç tedavisi ve antiödem tedavisine devam ediyoruz. Beklentimiz ödemin bir an önce giderilmesidir ve şu anda azaldı diyebiliriz. Alttan ne çıkacak ve nasıl bir şey çıkacak onu görmeyi bekleyeceğiz.
"NE ZAMAN UYANIR?"
Zaman bildiremeyiz. Bize bunu çok soruyorlar. Ne gün solunumdan ayrılır? Ne gün uyanır? Ne gün kalbi düzelir? Ne gün ECMO’dan çıkar? Hep böyle bir süre vermemiz isteniyor. Fakat böyle hastalarda kısa, orta ve uzun vade bir şey söylememiz mümkün değil. Bu ödem ne zaman dağılır? Bunu söylememiz mümkün değil. Ne zaman uyanır? Ne zaman ECMO’dan ayırırız? Ne zaman kalp kendini toparlar?
Bunu söyleyebilmek güçtür. Sırrı Beyin durumunda hastalık yok. Hasta var. Yani hem diseksiyon hem de kalp krizi vardı. Onun için standart bir şey yok. Anlık verilerle tedaviyi düzenleyerek bir yol haritası çizmeye çalışıyoruz.
“ŞU AN BEYNİNDEKİ HADİSE NET BUDUR DİYEMİYORUZ”
Şu an uyutucu hiçbir hiç bir ilaç almıyor. Günlerdir uyutucu bir şey almıyor ama uyanmıyor. Bunun sebebi ne? Ödem. İnşallah ödemdir. Oksijensiz de kalmış olabilir. Anoksik beyin diyoruz. Bu resüsütasyon sırasında o da olabilir. Bunun adını şu an koyamıyoruz. Şu an beynindeki hadise net budur diyemiyoruz. Daha doğrusu nörologlar diyemiyor.
Aslında şanslı çünkü şu hale gelmesi büyük mucize. Biz de bir mucizenin peşine düştük gidiyoruz. Bu mucizeyi gerçekleştirmeye çalışıyoruz. Çok dengeli olmamız lazım. Umudumuz devam ediyor. Kurtulma ihtimali zayıf da olsa umudumuz var."