İki deprem uzmanının tartışması ve atışması ilginç olmaya başladı. İki profesör; Naci Görür ve Şener Üşümezsoy, İstanbul'da büyük bir deprem olup olmayacağı konusunda anlaşmazlığa düşüp birbirine girdi.
İstanbul'da büyük deprem olmayacağını savunan Üşümezsoy, kendisini bu konuda eleştiren Görür'e cevap olarak, canlı yayında pazularını göstererek; "Ben bu pazuları çekiç ve balyoz sallayarak, arazide fayları kırarak yaptım" demişti.
Görür'den yanıt gecikmedi. İsim vermeden; "Titre taşımak sizi bilim adamı olduğunuzu göstermez. Hiç yayın yapmayan adam bilim adamı değildir" dedi.
TV100'deki canlı yayında Candaş Tolga Işık'ın sorularını yanıtlayan Görür, kendisine Üşümezsoy'un; "Adalar’da böyle bir fay yok, bazı insanlar rant uğruna böyle bir fay hattı olduğundan bahsediyorlar" şeklindeki suçlamaları hatırlatılınca şu yanıtı verdi:
"Titre taşımak sizi bilim adamı olduğunuzu göstermez. Bilim adamı araştırma yapan, araştırma sonucu veriler toplayan, o verileri laboratuvarda analiz eden, yorumlayan ve uluslararası kamuoyunun bilgisine sunan ve yayınlayan insandır. Hiç yayın yapmayan adam bilim adamı değildir".
İstanbul’da deprem olmayacağını iddia etmenin büyük bir vebal olduğunu belirten Prof. Görür; "Milyonlarca insanın can güvenliği noktasında bu kadar sorumsuz, bu kadar bilgiye dayanmadan beyanat vermek, yarın deprem olduğunda ölecek binlerce insanın günahını yüklenmek demektir" dedi.
AYAĞINA DENİZ SUYU DEĞMEYEN ADAM"
6.2'lik depremin, beklenen büyük İstanbul depremini öne çektiğini savunan Görür, Üşümezsoy'a yüklenerek şöyle konuştu:
"Bu deprem, beklenen büyük Marmara depremini tetikledi, öne çekti. Ayağına hiç deniz suyu değmemiş, hiç Marmara Denizi'ni bilmeyen adam konuşuyorsa ben ne yapayım".
"1200 METRE DİBE DALIP 7 SAAT ÇALIŞTIM"
"Marmara'nın altında canlı bir fay sistemi var. Bizzat dalarak inceledik. 1200 metre dibe daldım ben, 7 saat çalıştım. Gaz çıkışlarını gördüm. 1999'da Marmara Denizi, hiç kimse tarafından bilinmeyen bir denizdi. Marmara Denizi'ni tanımak karanlıkta bir evi keşfetmeye benziyordu. El yordamıyla yapılıyordu bütün iş. Hiçbir çalışma yoktu. İlk bilimsel çalışma 1987'de yapılmıştı. O çalışmayı da ben yaptım. Dan McKenzie'yle birlikte yaptık. O zaman TUBiTAK'ta koordinatördüm".
"MARMARA'NIN DİBİNİN HARİTASINI İLK KEZ BEN ÇIKARDIM"
"Türkiye'deki bütün üniversitelere yazdım. Türkiye'deki uluslararası nitelikte çalışmalar nedir? 3 tane çalışma vardı. Türkiye bilim fukarasıydı. Ege'yi bile doğru dürüst bilmiyorduk biz. Askerlerin yaptığı çalışmalar vardı. Deniz araştırmalarını uluslararası nitelikte yapan çalışmanın Türk tarafının başkanıydım. Binlerce çalışma sonunda Türkiye'de ilk kez Marmara Denizi'nin dibinin haritasını çıkardım. Bugün bütün konuşanlar bizim haritamızın üstüne konuşuyor. Ayağına Marmara'nın suyu değmemiş adam konuşuyorsa ben ne yapayım".
"BUNU DİYEN, BİLİM ADAMI OLAMAZ"
"Bizim işimiz olasılıkladır. Onun için halk anlamıyor. Bilim dünyası bölündü diyorlar. Evrensel nitelikli bilim yapan, yaptığı işi uluslararası bilim dergilerinde atıf alarak yapan, bayrak dalgalandıranlar da zaten Türkiye'de gerçek birkaç kişi. Bilim dünyası da o. İstanbul'da deprem olmayacak diyenler hangi hakemli dergide makale yazmış söylesin. Kitap yazmak Türkiye'de kolay. Uluslararası yerlerde basılırsa makbuldür. Bunları diyen adamlar bilim adamı olamaz. Bilimsel verilere dayalı dünyanın en saygın dergisinde yayımlanmış bir makale var. Sen şimdi 'olamaz' dersen bunun bir anlamı var mı? Hani makalen?"
"DEPREMİN OLMAMA OLASILIĞI HİÇ YOK"
"AFAD toplantısına çağrılmadım, o kadar önemli biri değilim! Felaket tellalığıyla suçlayanlar tam aksini düşünmeleri lazım. Ben deprem dirençli kentler oluşturmayı anlatıyorum. Türkiye'de büyük depremlerde 10 binler ölürken yabancı memleketlerde 5-10 kişi ölüyor. Bu adamlar deprem dirençli kentleri nasıl yapıyor? Sussun söylemesin diyorlarlarsa umrumda değil korksunlar yani. Ben insanlar ölmesin istiyorum. On binlerce cesedin her depremden sonra gömülmesini istemiyorum. Tayvan gibi, Japonya gibi olmasını istiyorum. İstanbul'da büyük depremin olmama olasılığı hiç yok. Neden? Marmara Denizi sismik bir boşluk. Sağında deprem var, solunda deprem var, ortasında deprem yok. Bu matematiksel olarak mümkün değil. Muhakkak kırılmak zorunda."