Toplumda sıkça karşılaşılan "Menopoza girdim, artık yaşlandım" algısına karşı çıkan Dr. Bahadır, menopozun sadece doğurganlığın sona erdiği bir dönem olduğunu belirtiyor. Kadınlığın bir ömür sürdüğünü vurgulayan Bahadır, menopozun da tıpkı ergenlik gibi hayatın doğal bir evresi olduğunu ifade ediyor.
1.Menopoz Sadece 50'li Yaşlarda Başlamaz
Türkiye’de kadınlar ortalama 48-49 yaşında menopoza giriyor. Ancak bazı kadınlarda bu süreç 45 yaşından önce, hatta 40 yaş öncesinde bile başlayabiliyor. Erken menopoz durumunda ise kalp-damar hastalıkları, kemik erimesi ve demans riski artabiliyor. Bu nedenle erken dönemde teşhis ve tedavi hayati önem taşıyor.
2.Genetik Faktörler Önemli Ama Belirleyici Değil
Annenin menopoz yaşı fikir verebilir ancak kesin bir ölçüt değildir. Stres, sigara, alkol, otoimmun hastalıklar ve bazı cerrahiler menopozun daha erken yaşanmasına neden olabiliyor. Her kadının hikayesi kendine özgü.
3.Menopoz Her Kadında Aynı Etkiyi Göstermez
Bazı kadınlar ciddi sıcak basmaları yaşarken, bazıları hiçbir belirtiyle karşılaşmayabiliyor. Semptomların türü ve şiddeti kişiden kişiye değişebiliyor. Bu nedenle kişiye özel değerlendirme ve takip büyük önem taşıyor.
4.Semptomlar Kendiliğinden Geçer Düşüncesi Yanlış
Menopoz semptomları, özellikle sıcak basmaları ve gece terlemeleri yıllarca sürebiliyor. Bu şikayetler yalnızca yaşam kalitesini düşürmekle kalmıyor, aynı zamanda kemik erimesi, kas kaybı ve kalp-damar hastalıklarına zemin hazırlayabiliyor.
5.Kilo Artışı Kaçınılmaz Değil
Menopoz sonrası hormonlardaki değişim özellikle bel çevresinde yağlanmaya neden olabiliyor. Ancak bu, yaşla birlikte değişen metabolizma ve yaşam tarzıyla da bağlantılı. Dengeli beslenme ve düzenli egzersizle kilo kontrolü sağlanabiliyor.
6.Hormon Tedavisi Sanıldığı Kadar Riskli Değil
Menopoz döneminde hormon tedavisinin meme kanseri yaptığı yönündeki kaygılar, 2002 yılında yapılan ve yanlış yorumlanan bir çalışmanın sonucu. Güncel bilimsel veriler, uygun doz ve süreyle uygulanan hormon tedavisinin güvenli olduğunu gösteriyor.
7.Hormon Tedavisi Kilo Aldırmaz
Araştırmalar, hormon tedavisi alan ve almayan kadınlar arasında kilo açısından anlamlı bir fark bulunmadığını ortaya koyuyor. Kilo artışı genellikle fiziksel aktivite düzeyi ve beslenme alışkanlıklarıyla ilgili.
8.Sıcak Basmaları Sadece Rahatsız Etmez, Risk de Taşır
Sıcak basmaları östrojenin azalmasıyla ortaya çıkıyor ve yalnızca konforu bozmuyor; aynı zamanda kalp hastalıkları ve Alzheimer gibi ciddi rahatsızlıkların habercisi olabiliyor. Bu nedenle tedavi ihmal edilmemeli.
9.Hormon Tedavisi Alamayanlar İçin de Çözüm Var
Hormon kullanamayan ya da kullanmak istemeyen kadınlar için yaşam tarzı değişiklikleri, beslenme düzenlemeleri, takviyeler ve egzersiz öneriliyor. Dr. Bahadır, bu yaklaşımların hem genel sağlık hem de menopoz semptomları üzerinde olumlu etkiler sağladığını belirtiyor.
10.Menopoz Cinsel Hayatın Sonu Değil
Menopoz sonrası dönemde cinsel istekte azalma ve vajinal kuruluk gibi sorunlar yaşanabiliyor. Ancak bu durum cinselliğin sona erdiği anlamına gelmiyor. Vajinal kayganlaştırıcılar, östrojen içeren yerel ürünler ve pelvik taban egzersizleriyle bu sorunların üstesinden gelmek mümkün.
11.Korunmayı Bırakmak İçin Acele Etmeyin
Adetlerin tamamen kesilmesinin üzerinden 12 ay geçmeden gebelik riski devam edebiliyor. Ayrıca korunma sadece gebeliğe karşı değil, cinsel yolla bulaşan hastalıklara karşı da önem taşıyor. Bu nedenle özellikle prezervatif kullanımına menopoz sonrası dönemde de dikkat edilmeli.