Bipolar bozukluk, bireylerin aşırı neşeli ve enerjik olduğu manik dönemler ile derin üzüntü ve isteksizlik içeren depresif dönemler arasında gidip geldiği kronik bir ruh sağlığı hastalığıdır. Bu dalgalanmalar, kişinin sosyal yaşamını, iş hayatını ve hatta fiziksel sağlığını ciddi şekilde etkileyebilir.
Psikiyatrist Uzm. Dr. Ferah Vedi, bipolar bozukluğun bireylerin yaşam kalitesini düşürdüğünü ve doğru tedavi ile kontrol altına alınabileceğini belirtiyor. Hastalığın belirtileri ise manik ve depresif ataklar olarak ikiye ayrılıyor. Manik dönemlerde kişilerde olağandışı enerji artışı, aşırı konuşkanlık, uyku ihtiyacında azalma ve riskli davranışlara yönelme gözlemlenirken; depresif dönemlerde umutsuzluk, yorgunluk, enerji kaybı ve hatta intihar düşünceleri ortaya çıkabiliyor.
NEDENLERİ VE TEDAVİSİ
Hastalığın kesin nedeni bilinmemekle birlikte, genetik yatkınlık ve beyindeki kimyasal dengenin bozulması en önemli etkenler arasında bulunuyor. Aile geçmişinde bipolar bozukluk olan kişilerde riskin daha yüksek olduğu biliniyor. Bunun yanı sıra stres, travmatik olaylar ve madde kullanımı da hastalığın tetikleyicileri arasında.
Tedavi sürecinde ilaç kullanımı kritik bir rol oynuyor. Duygudurum dengeleyicileri, antidepresanlar ve antipsikotik ilaçlar, belirtilerin kontrol altına alınmasında kullanılıyor. Tedavi süreci akut dönem ve idame dönemi olmak üzere iki aşamadan oluşuyor. Akut dönemde manik veya depresif belirtilerin hafifletilmesi amaçlanırken, idame tedavisi hastalığın tekrarlamasını önlemeye yönelik olarak sürdürülüyor.
Bipolar bozukluğun kontrol altına alınmasında psikiyatrist gözetimi ve psikoterapi büyük önem taşıyor. Bunun yanı sıra, bireylerin stres yönetimi konusunda destek alması, düzenli uyku alışkanlığı kazanması ve sağlıklı bir yaşam tarzı benimsemesi hastalığın seyrini olumlu etkileyebiliyor.
