Dünya

Tarihi şehir hızla batıyor...

ABD'nin en ikonik şehirlerinden biri olan New Orleans, bilim insanlarının yeni araştırmalarına göre endişe verici bir hızla batıyor. Son araştırmalar, 360 binden fazla nüfusa sahip şehir ve çevresinin her yıl 5 santimetreye kadar çöktüğünü ortaya koydu. Uzmanlar, bu gidişatın durdurulamaması halinde bölgenin büyük bir bölümünün 2050 yılına kadar sular altında kalabileceği uyarısında bulundu.

Abone Ol

New Orleans'ın büyük bir bölümünün turba ve kil gibi yumuşak, süngerimsi topraklar üzerine kurulu olduğu tespit edildi.

Bölgedeki en yüksek çökme oranlarının Mississippi Nehri kıyısındaki sanayi bölgelerinde olduğu belirtilirken, 2005 yılında Katrina Kasırgası sırasında büyük hasar gören Yukarı ve Aşağı 9. Bölgeler gibi bazı mahallelerin de giderek daha kırılgan hale geldiği ifade edildi.

NEW ORLEANS FELAKETE YAKLAŞIYOR

NASA'nın Jet Propulsion Laboratuvarı (JPL), Johns Hopkins Üniversitesi ve Maryland Üniversitesi'nin yürüttüğü araştırmaya göre, iklim değişikliği, bölgedeki su baskınlarının ana itici gücü haline geldi. Araştırmalar, Mississippi Nehri boyunca taşkınlardan etkilenen alanın 1993'ten 2020'ye kadar 114 mil kare arttığını ortaya koydu.

Özellikle Körfez Kıyısı ve Atlas Okyanusu kıyısındaki şehirler “yüksek risk bölgesi” olarak tanımlanırken, New Orleans da bu şehirlerin başında geliyor.

Bununla birlikte, kasırgalar nedeniyle su baskınlarını önlemek için inşa edilen setlerin, doğal tortu akışını engelleyerek şehrin batış sürecini hızlandırdığı da yapılan çalışmalarla gösterildi.

MİAMİ, GALVESTON DA RİSK ALTINDA

Virginia Tech liderliğinde yapılan başka bir çalışmada ise, ABD genelinde 24'ten fazla büyük şehrin benzer bir tehdit altında olduğu belirlendi. Körfez ve Atlantik kıyılarındaki şehirlerin büyük bir bölümü, yükselen deniz seviyeleri ve zemin çökmesiyle karşı karşıya olduğu konusunda uyarı yapıldı.

Miami, en büyük tehdit altındaki şehirlerden biri olarak öne çıkıyor. Çalışmaya göre, Güney Florida'da 81.000 ev kaybedilebilirken, bu durum 31 milyar dolara kadar ekonomik kayba ve 122.000 kişinin yerinden edilmesine yol açabilir.

Toplamda, 2050 yılına kadar 32 büyük şehirde 500 binden fazla kişinin, sel ve ev hasarları nedeniyle yer değiştirmek zorunda kalabileceği tahmin ediliyor.

Bu felaketin maddi zararının ise 109 milyar doları aşması bekleniyor.

SOSYAL EŞİTSİZLİK VE KRİZİN DERİNLEŞMESİ

Virginia Tech'in baş yazarı Leonard Ohenhen, özellikle ekonomik ve etnik azınlıkların yoğun yaşadığı bölgelerin çok daha yüksek risk altında olduğuna dikkat çekti. Ohenhen, "Deniz seviyesinin yükselmesi ile ekonomik yetersizliklerin birleşmesi, bu toplulukların büyük felaketlerden kurtulma şansını ciddi şekilde azaltıyor" dedi.

Araştırmada, düşük gelirli ve tarihsel olarak dışlanmış grupların yaşadığı bölgelerdeki mülklerin değerinin de diğer şehirlere göre daha düşük olduğu ve bu durumun toparlanma süreçlerini daha da zorlaştırdığı belirtildi.

DENİZ SEVİYESİ YÜKSELMESİ GİDEREK ARTIYOR

Belki de en endişe verici bulgu, küresel deniz seviyesi yükselmesinin hızının artması.

20. yüzyılda yılda ortalama 1,7 milimetre yükselen deniz seviyeleri, 2000’lerden sonra yılda 3,1 milimetreye, günümüzde ise 3,7 milimetreye kadar çıktı.

Araştırmacılar, "İklim değişikliği durdurulsa bile, okyanusların geçmişteki ısınmaya verdiği gecikmeli tepki sebebiyle deniz seviyeleri yükselmeye devam edecek" uyarısında bulunuyor.

Bu da 2050 yılına kadar öngörülen risklerin büyük bölümünün artık kaçınılmaz olduğuna işaret ediyor.

ALARM ZİLLERİ ÇALIYOR

New Orleans, yalnızca Amerika için değil, dünya genelinde iklim krizinin ve insan etkisinin şehirler üzerindeki yıkıcı sonuçlarının en dramatik örneklerinden biri haline geliyor.

Uzmanlar, sadece New Orleans'ın değil, ABD'nin dört bir yanındaki kıyı şehirlerinin önümüzdeki 30 yıl içinde felaket senaryolarıyla karşı karşıya kalabileceğini vurguluyor.

Bölge halkı için zaman daralıyor; bilim insanlarına göre acil ve köklü önlemler alınmazsa, bu tarihi şehir ve yüzbinlerce insan geri dönüşü olmayan bir kayba sürüklenecek.

"KURTULUŞ İÇİN ZAMAN DARALIYOR"

Tulane Üniversitesi İklim Bilimleri Bölümü'nden Prof. Dr. Samuel Hayes, New Orleans’ın içinde bulunduğu durumu şu sözlerle özetledi:

"New Orleans sadece batmıyor; aynı zamanda koruma için verilen çabaların bazıları istemeden bu süreci hızlandırıyor. Şu anda atılacak adımlar, 2050 sonrası için bir yaşam alanı bırakıp bırakmayacağımızı belirleyecek.

Yeni drenaj sistemleri, doğal tortu akışını destekleyen projeler ve şehrin yükünü hafifletecek sürdürülebilir şehir planlamaları olmadan bu tarihi şehir tamamen su altında kalabilir."

Hayes, özellikle yerel yönetimlerin ve federal kurumların iş birliği içinde "uyarlanabilir su yönetimi stratejileri" geliştirmesi gerektiğini vurguladı.

"ŞEHRİMİZİ KURTARIN!"

New Orleans sakinleri de yaşanan gelişmeler karşısında kaygılı.

Şehrin Yukarı 9. Bölgesi'nde yaşayan 52 yaşındaki Anne-Marie Johnson şöyle konuştu:

"Katrina'dan sonra toparlanmamız yıllar sürdü. Şimdi yine aynı korkuyla yaşamak çok yıpratıcı. Her yağmur yağdığında suların yükseldiğini hissediyoruz. İnsanlar evlerini, anılarını kaybetmekten korkuyor."

Benzer şekilde şehir merkezinde yaşayan genç müzisyen Jordan Miles ise, "New Orleans bizim ruhumuz. Bu şehri kaybetmek sadece binaları kaybetmek değil, kültürümüzü, müziğimizi, tarihimizin bir parçasını da kaybetmek olur," diyerek yetkililere acil çağrıda bulundu.

Bilim insanlarına göre, küresel önlemler alınmadığı takdirde, New Orleans ve benzeri şehirler sadece haritalardan değil, tarihten de silinebilir.