TBMM'de, partisinin grup toplantısında kürsüye çıkan CHP Genel Başkanı Özgür Özel, gündeme ilişkin açıklamalar yaptı
Özel’in açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
"Geçtiğimiz cumartesi günü Yozgat'taydık ve il tarihinin en büyük mitinglerinden birini gerçekleştirdik. Siyasi görüşü ne olursa olsun tüm Yozgatlılara teşekkür ediyorum. Meydan burada diyenlere yürekten teşekkür ediyorum. Saraçhane direnirken, 2 Nisan'da Yozgat'ta traktörleriyle eylem yapan Yozgat'ın köylüleri dünyanın gündemine oturdular. Bütün Türkiye Yozgat'ın sesini de onların karşısındaki ceberut hükümeti de gördü. CHP, Yozgat'ta yüzde 2-4 oy almış, ne işimiz var Yozgat'ta diyenlere karşı biz Yozgat'ın ve kalbimizin sesini dinledik. Her türlü adaletsizliğe, vergideki adaletsizliğe, mahkemedeki adaletsizliğe isyan eden Yozgat, buna isyanın sembol kentlerinden bir tanesi oldu.
O günden bugüne bütün televizyonlar Yozgat'taki mitingi ve traktör sayısını konuşuyorlar. Gündemi belirleyen Yozgatlı çiftçilerin alınlarından öpüyorum; iyi ki varlar. Oy kendilerine verilince Anadolu irfanı diyenler, Yozgat'ta meydanı dolduranlara demedik laf bırakmadılar.
Yozgat'ta kendisini bulan herkese şunu söyleriz. Biz kutuplaşmadan, kamplaşmadan yana değiliz. Bir tarafta adaletsizlikten yılmış milyonlar var; onların karşısında da bu iktidar sürsün diye bir avuç kişi var. Biz halkın iradesini önceliyoruz. Halkın önünden sandığı almaya çalışanların, Cumhurbaşkanı adayını alıp hapse atanların karşısında demokratlar olarak, Yozgat'taki gibi omuz omuza hep beraberiz.
Biz Gazi'nin bıraktığı mirastan sandıktan yanayız, Cumhuriyet'ten yanayız. Biz hep omuz omuza olduğumuz için biz kazanacağız. Tek adam kaybedecek.
9 Ekim'de darbe yapmaya karar verdiler ve İstanbul'a yolladılar savcıyı. Kumpas kurmaya, arkadaşlarımızı itibarsızlaştırmaya çalışmasına biz karşı çıkıyoruz. Biz bu darbeye direndik. Darbenin başına cunta dedik. Onlar geçmişte mağdur bugün ise zalim oldukları için kendilerini savunmaya çalıştılar. Bazen tehditlerle bazen bir adım geri atarak ama darbe fikrinden hiç vazgeçmediler. Abdullah amca da dedi ki, 'Turpla, şalgamla değil devlet adaletle yönetilir' dedi. Bu devran değişecek ve adaletle ülkeyi yönetenler bu ülkenin başına gelecek.
Geçen yıl bu zamanlar Narin, Mattia Ahmet ve Sıla bebek yaşıyordu. Küçücük 8 yaşındaki Narin cinayetinin üzerine tam anlamıyla gidilemedi. 14 yaşındaki Mattia Ahmet hunharca katledildi. Bir yanda adalet arayan milyonlar var bir yanda tehdit alan anne babalar var. Meclis'imizin açılışının 105'inci yılında and olsun ki hukuku egemen kılacağız ve kimsenin evladını bu memlekette sahipsiz bırakmayacağız.
Biz milli iradeyi savunuyoruz. Milli irade bir saldırı altında, ama şükürler olsun ki bu millet, iradesine sahip çıkıyor. Atatürk, 24 Nisan 1920'deki tutanaklarda, 'Milletin gücünü millete göstermek gerekir' diyor. 4 kişilik mazbata komisyonu kuruluyor ve milletin vekillerinin, temsilcilerin mazbatasını kontrol ettirip milletin gerçek temsilcileriyle yola çıkıyor.
Milleti de devleti de teslim etmeyen küçük bir grup, 34 gün önce hazırladığı darbe planını devreye soktu. Savaş hukukunda bile olmayan şeyleri yaptılar; 31 yıl önceki diplomayı iptal ettiler. Savaşta bile tapular geçersiz sayılmaz. Savaşı kazanan devlet, resmi belgeye saygı gösterir. Saygı duyması gereken evraka saygı duymayan sadece rakibini ekarte etmeye çalışan bir uygulamayla karşı karşıyayız.
Ortada ispatlanan hiçbir suç yokken, sadece gizli tanıkların ifadeleriyle, ilhamını FETÖ'cülerden alan bir kumpasla karşı karşıyayız. Dosyada ve iddialara bakıldığında tutuklamayla ilgili hiçbir somut gerekçe yokken 15,5 milyon insanın aday gösterdiği cumhurbaşkanı adayımızı, 6 belediye başkanımızı ve 100'e yakın arkadaşımızı orada haksız yere tutuyorlar. Aradan 34 gün geçti, bir iddia kanıtlanamadı daha, bir iddia kanıtlanamadı. Ancak 24 şirkete kayyum atadılar, 28 şirkete de tedbir koydular.
Bir MASAK raporu var, tel tel dökülüyor ama raporda ortaya çıkan hesap hareketlerinin hepsinin tek tek cevabı veriliyor ve cevapsız kalmıyor. Asla ve asla çaresiz söylenen sözler karşısında savcılar çaresiz kalıyor, bizim taraftan kimsenin başı öne eğilmiyor.