SİYASETİN ATEŞİ ERKEN DÜŞTÜ

Abone Ol

Dünya Çin-ABD arasındaki ticaret savaşlarına sahne oluyor. 
ABD Başkanı Trump ile Çin Devlet Başka Şi arasında çocukların tartışmalarını andıran sahneler yaşıyoruz. 
Bir nevi açık artırmayı andıran gümrük vergileri; "Sen %85’e çıkarırsan ben de %135’e çıkarırım"a dönüştü. 
Biraz bekleyip bu oyunun altından ne çıkacağını görmekte yarar var. 
Bu nedenle yaşanan bu oyunu gelecek yazılara bırakalım. 
Biz bildiğimiz konuya, iç siyasete geri dönelim.

SARAÇHANE'Yİ UNUTTUK

Hatırlarsanız, Türkiye bir anda siyasetle yatar, siyasetle kalkar olmuştu. 
CHP’nin iç çatışmaları ve cumhurbaşkanlığı adaylık yarışı genel siyasetin gündemine taşınarak alevlenmişti. 
Daha 15 gün önce Türkiye’yi kasıp kavuran bu tartışmalar son CHP Olağanüstü Kurultay’ından sonra bir anda söndü. 
Marjinal sayılacak üç-beş grubun tınısından başka bir şey kalmadı gündemde. 
Oysa bu yaşananlar Türkiye’nin hayati konuları olarak algılanıyordu. 
Şimdi ise hatırlatarak yazımıza gündem yapmak zorunda kalıyoruz. 
Bu nedenle ne olduğunu özetleyelim. 
Ne yazdığımız bilinsin. 

TAKTİK SAVAŞLARI

CHP’de cumhurbaşkanlığı adaylığında üç isim; Ekrem İmamoğlu, Mansur Yavaş ve Özgür Özel arasında yaşanan yarış taktik savaşlarına dönüşmüştü. 
Bu taktik savaşlarının ilk aşaması, adayların birbirlerini taca atma hamlesiydi. 
Bu nedenle ilk önce kulislere ekiplerin birbirlerine konser olayları üzerinden yolsuzlukları sızdırıldı. 
Ardından bu iddiaların, Yavaş ve İmamoğlu’nun cumhurbaşkanlığı adaylığına karşı iktidar tarafından uydurulduğu ile karşılık verildi. 
İkinci aşamada, CHP içindeki ekipler arası çatışmalar durmadı, devam etti ve farklı yeni iddialar, isimler üzerinden gündeme getirildi.
Bu arada Ekrem İmamoğlu ve Özgür Özel arasında işbirliğine şahit olduk. Bu işbirliğinin ana hedefi Mansur Yavaş’ın yarış dışına itilmesiydi. Bunun için de en iyi formül, parti tabanında keskin ekibi olmayan Yavaş’ı önseçim formülü ile gündemden düşürmekti. 
Yavaş bu manevrayı görünce adayın ön seçimle değil, anketlerle belirlenmesini gündeme getirdi. 
Fakat kabul görmedi. 
Bunun üzerine resti çekip şimdilik kenara çekilme stratejisini izliyor.
Bu arada CHP içindeki ekipler, önseçime tek aday olarak girecek İmamoğlu hakkında üniversite diplomasının usulsüzlüğünü sızdırdı. 
Görevden alınan Beşiktaş ve Esenyurt belediye başkanları üzerinden İmamoğlu’na uzanan yolsuzluk ve terör örgütleri ile kent uzlaşısı iddia ve belgeleri çıkarıldı. 
Bunu üzerine İmamoğlu’nun hem diploma hem de yolsuzluk iddialarının nedeninin, adaylığının önünü kesme algısıyla mağduriyet oluşturma stratejisi izlediğini görüyoruz.
Bu stratejinin tutarak toplumsal tepkiyi harekete geçirdiğine şahit oluyoruz. 
Bu atmosferde terör örgütü ile işbirliği ve yolsuzluk iddiaları nedeniyle tutuklanma ve görevden alınmalar peşinden geldi. 
Bu durum İmamoğlu ve CHP’nin  mağduru oynayarak bir anda toplumsal tepkiyi kullanması için ortam oluşturdu. 
Bu noktada timsah gözyaşları eşliğinde, seçildiği günden bu yana İmamoğlu gölgesinde kalan Özgür Özel’e liderliğini ispatlama fırsatı verdi.  
Saraçhane eylemlerine önderlik imkanı yakaladı. 
Bu süreçte İmamoğlu’nun mağduriyeti gölgesinde Özgür Özel bir taşla iki değil, dört kuş vurdu. 
Bunun sonucunda, üniversite diploması iptal edilen İmamoğlu’nun cumhurbaşkanlığı adaylığını ön seçimle destekliyor göründü ve tabanı konsolide etti. 
İmamoğlu’nun adaylığını ön seçimle bağlayarak YSK kararına kadar bir başka potansiyel ismin hazırlık yapmasının önünü kesti. 
Olağanüstü kurultay kararı ile kendi liderliğini tescilledi. 
Böylelikle bugünkü şartlarda aday olması imkansız İmamoğlu’nun yerine kendi adaylığını garantiledi. 
Geldiğimiz noktada Özgür Özel bugünden CHP’nin cumhurbaşkanı adayıdır. 
Bu adaylığın garanti altına alınmasının ardından Türkiye’de gezi olaylarından daha geniş bir tepki oluşturan İmamoğlu konusu bir anda gündemden düştü. 
Çarşı-pazarda dolaşıyorum bir süredir...
Milletin nabzını tutayım diye. 
Toplumsal nabzı çok iyi tutan terzi esnafından dostlarla sohbet ettim. 
Toplum gündeminden Ekrem İmamoğlu efsanesi neredeyse tamamen düşmüş. 
1 aydır her gün, ne olacak diye merak ettiğimiz konular artık unutulmuş. Özgür Özel’in de, Mansur Yavaş’ın da cumhurbaşkanlığı adaylığı konuları terzi dostlarımın gözlemlerine göre gündemde pek yer bulamıyor.
İmamoğlu’nun adaylığı da artık imkansız görülüyor. 
Sizin anlayacağınız, Türkiye’ye gündem dayanmıyor. 
Sevgili dostum ve meslektaşım İbrahim Çoban’a göre ise, gelecek haftalarda Türkiye gündemine daha enteresan konular düşecek. 
Bugün konuşulan hiçbir konunun hatırlanmayacağını vurguluyor. 
CHP gerçekten 31 Mart seçimleri ile 70 yılda ancak yakaladığı avantajı 1 yıl içinde tamamen tüketerek 2009-2010’lardaki %10 bandına doğru hızla çekiliyor. 
Kalın sağlıcakla...