Gündem

“Özgür Özel lider değil, çünkü hakim değil”

CHP'nin hukuki ve siyasi tartışmaların gölgesinde yaptığı 21. Olağanüstü Kurultayı tartışılmaya devam ediyor. Siyasi Stratejist İbrahim Nabi Selçuk, CHP’nin kurultayını, Özgür Özel'in "lider" olup olmadığını, bundan sonra neler olabileceğini Samimi Haber'e değerlendirdi.

Abone Ol

MERT SAYAN – HABER MERKEZİ

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Özgür Özel’in son kurultaydaki liderlik performansı, özellikle ‘cunta’ benzetmeleriyle ilgili yaptığı açıklamalarla büyük tartışmalara yol açtı. Özel’in kullandığı bu ifadeler, özellikle iktidar kanadından sert eleştiriler aldı.

CHP’nin son kurultayı ve Genel Başkanı Özel’in sözleri tartışılmaya devam ediyor. Siyasi Stratejist İbrahim Nabi Selçuk, Özel’in kamuoyunda; "Şimdi lider oldu" söylemleriyle ilgili çarpıcı açıklamalarda bulundu. Selçuk; “Bir kere, 'Şimdi lider oldu' cümlesi çok doğru olmamış” dedi ve bu görüşünün gerekçelerini sıraladı.

“LİDERLİK İÇİN HAKİMİYET ŞART”

Selçuk, liderliğin birkaç temel özellik gerektirdiğini vurguladı. Bunlardan birinin ‘hakimiyet’ olduğunu belirterek; “İçinde bulunduğunuz yapıya, örgüte, teşkilata adını ne derseniz deyin hakimiyet şarttır” dedi.

Özel’de bu hakimiyetin olmadığını açıkça ifade eden Selçuk bu tespiti şöyle örneklendirdi: 

“Siz kendi kurultayınızda, 15 yıla yakın görev yapmış Cumhuriyet Halk Partisi’nin en önemli isimlerinden Deniz Baykal’ın ismini unutuyorsanız, oraya hakimiyetiniz yoktur. Parti Meclisi üyeleriniz eğer salona girmekte zorlanıyorsa, sizin ona hakimiyetiniz yoktur. Siz böyle bir kurultayı niye yaptınız? Alel acele yaptınız. Liderlik acele iş yapmakla değil, kontrollü strateji planları olan kısa, orta ve uzun vadede doğru işler gerçekleştirmeyle ortaya çıkar”.

“BU DİLİN EN BÜYÜK NEDENİ İBB”

Selçuk, Özel’in genel başkan sıfatıyla ilk adımlarını liderliğe yaraşır bulduğunu dile getirirken, bunun en büyük nedeni ise Türkiye siyasetinde kavgasız, gürültüsüz yumuşama adımları olduğunu belirtti. Ancak, özellikle İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne (İBB) yönelik yolsuzluk soruşturmalarıyla alevlenen sürecin bu noktaya getirdiğini ve bu dilden uzaklaştığını vurgulayan Selçuk, Özel’in liderlik trenini bir anlamda kaçırdığını ifade etti.

CHP’nin köklü yapısına değinen Selçuk; “Cumhuriyet Halk Partisi bu ülkenin ana muhalefet partisi, Cumhuriyet’in kurucu partisi; yani kendi kodları içerisinde silinmeyecek ve ideolojik altyapısında kaybetmeyecek bir parti. Geçici bir parti diyemeyiz, her halükârda ismi duyulacaktır” ifadelerini kullandı.

“ÖZEL, TELAŞLI SİYASET İÇERİSİNDE”

Selçuk, CHP’nin bu konumunu sürdürebilmesi için stratejik adımlar atması gerektiğini vurguladı. Bunun sürekliliği için kısa, orta ve uzun vadeli planlarla yol haritasının yapılması gerektiğini ifade eden Selçuk, partinin geleceğe yönelik net bir vizyona ihtiyaç duyduğunu belirtti. Ayrıca, bu dengeyi en çok İBB’deki yolsuzluk soruşturması bozduğunu belirten Selçuk, Özel’in izlemesi gereken yolu şu cümlelerle anlattı:

“Sayın Özgür Özel’in çok fazla ‘Taksim’e çıkıyoruz, yok çıkmıyoruz, şunu boykot ediyoruz, yok etmiyoruz’ gibi ifadeleri tutarsızlığa ve telaşlı bir siyaset gütmesine neden oluyor. Bu CHP’nin imajına zarar veriyor. Bu telaşı bir an önce bırakıp yargı sürecini takip etmek gerekiyor. Cumhuriyet Halk Partisi’nin daha fazla kan kaybetmemesi için gerekenleri yapması gerekiyor diye düşünüyorum”.

“ÇOK AĞIR BİR TANIMLAMA”

Selçuk, Özel’in darbe benzetmeleriyle ilgili yaptığı açıklamaları değerlendirerek, bu tür söylemlerin Cumhuriyet Halk Partisi’ne zarar vereceğini vurguladı. Selçuk, Özel’in ‘cunta’ ifadesini çok ağır bir tanımlama olarak nitelendirerek; “Siyasetin darbesi olmaz, darbenin nasıl olduğunu bu ülkede doğup büyüyen herkes biliyor. 60, 80, 28 Şubat ve 15 Temmuz darbelerini yaşadık. Bunları Cumhuriyet Halk Partisi ile ilişkilendirdiğinizde, ağır eleştirilere ve ithamlara maruz kalırsınız” şeklinde konuştu.

Selçuk, cunta ifadesinin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a atfedilemeyeceğini belirterek, Erdoğan’ın geçmişteki darbelerle mücadele ettiğini ve cuntacılara karşı önemli adımlar attığını ifade etti. Selçuk, bu tür söylemlerin sadece ‘nefret siyaseti’ yaratmaya hizmet ettiğini söyleyerek; “Cumhurbaşkanı Erdoğan, cuntacıları yargılayarak bu ülkede darbe yapma hevesini kursaklarında bırakmıştır. O, cunta kelimesiyle yan yana getirilemeyecek bir kişidir” diye konuştu. 

Ayrıca Selçuk, CHP içindeki birtakım kişilerin Erdoğan’a yönelik nefret söylemleriyle siyaset yapmayı alışkanlık haline getirdiğini belirterek, bu kişilerin yanlış bir akılla hareket ettiğini ve bundan fayda sağlanamayacağını belirtti. CHP’nin eski genel başkanı ve hayatını kaybeden Deniz Baykal’ın olağanüstü kurultayda adı anılmadığı için kamuoyunda tepkilere neden olduğunu hatırlatan Selçuk; “Bunları yazdıran akıl, Deniz Baykal’ın ismini unutturmaya çalışan akıldır. Bu akıl yanlış bu akıldan bir hayır gelmez bir faydası olmaz” ifadelerini kullandı.

“DÜNYANIN GÖZÜ ÖNÜNDE CUMHURBAŞKANI’NI ÖVDÜ”

Öte yandan, Amerika Birleşik Devletleri (ABD) Başkanı Donald Trump’ın dün İsrail Başbakanı ile olan toplantısında basına konuştuğu sırada Türkiye Cumhuriyeti’ni övdüğüne dikkat çeken Siyasi Stratejist İbrahim Nabi Selçuk; “Dün akşam da gördük ABD Başkanı canlı yayında dünyanın gözü önünde konu Türkiye olmamasına rağmen Türkiye’yi ve Cumhurbaşkanı’nı övdü, defalarca övdü. Biz bunu beklemiyoruz, Trump övsün diye gece gündüz dua etmiyoruz ama günün sonunda şikâyete gelen kişi İsrail Devlet Başkanı ve şikâyet ettiği yer Türkiye” şeklinde konuştu.