CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Halk TV'de İsmail Küçükkaya'nın programında gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu.
Özel'in açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
Geçtiğimiz hafta partimizin kongresini yaptık, kurultayını yaptık. Kurultaydan hem güven tazeleyerek hem güçlenerek, birleşerek Cumhuriyet Halk Partisi bir bütün halinde çıktı. Bundan sonra Cumhuriyet Halk Partisi kendi yol yürüyüşünü sadece bir siyasi parti olarak gerçekleştirmeyecek.
Cumhuriyet Halk Partisi'nin bundan sonraki yol yürüyüşü adım adım bir iktidar yürüyüşü. Bunun için toplumun tüm kesimlerini kapsayacak. Hem siyasi partilerle bu yolu birlikte yürüyecek hem toplum siyasi parti üyesi olmayan ancak toplumun çok farklı kesimlerinden insanları kucaklayarak yol yürüyecek. İktidarı devralmaya gidiyoruz. İşte anketler var. Her anket bir öncekinden iyi geliyor. Geçmişte yarım 0.2 puan, 0.3 puanlık artışlar şimdi artık çok daha fazla ve her gelen anket hangi firma yaparsa yapsın. Yani iktidara yakın, iktidara uzak, abonesi olan, özel şirketlere yapan ama her gelen anket daha iyi geliyor. Bu da büyük bir sorumluluk yüklüyor hepimizin üstüne.
“İLK MİTİNG SAMSUN’DA”
Samsun Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün Anadolu'ya ayak basıp Kurtuluş Savaşı'nı başlattığı simge kent. O yüzden ilk miting Samsun'da. Ekrem Başkan da bence tutukluluk hali ortadan kalktıktan ve mitinglere başladığı, il ziyaretlerine başladığında ilk Samsun'dan başlayacak.
Halkın seçtiği belediye başkanına darbe yaptılar ve Türkiye'nin 4 gün sonra belirleyeceği Cumhurbaşkanı adayına darbe yaptılar. Bence milleti biz takdir ederse tabii ki bir sonraki Cumhurbaşkanına darbe yaptılar.
155.000 kişi bariyerleri yıktı, bir yolunu buldu oraya geldi. Çarşamba 20.30 155.000 kişinin Türkiye'ye korkmuyoruz, teslim olmuyoruz, seçtiğimiz başkanı kimseye vermiyoruz. Buraya kayyum atatmıyoruz dediği gündür. Ve 155.000 kişi ertesi gün 250.000 kişi oldu. Üçüncü gün 550.000 kişi oldu. Pazar günü ön seçimin olduğu gün 1.200.000 kişi oldu.
“KAYYIM BİLGİSİ GELDİ”
Bize gelen bilgi şuydu: CHP'ye kayyım, İBB'ye kayyım, İstanbul Barosu'na kayyım. Bu hafta üçüne kayyım atacaklar. Yani İstanbul Büyükşehir'i alacaklar. Buna direnecek yapı olan CHP'yi çökertecekler. Bunu savunacak olan avukatların da barosuna kayyım atacaklar bu hafta. Zaten böyle bir tedirginlikle başladık. Dedim ki arkadaşlar genel sekreterimiz Selin Hanım vardı. Güçlü bir ekip yapın. Burada yatın dedim. Yani bunu daha önce bu netlikle hiç konuşmadık. Dedim ki burada yatın. Özgür Karabat 7 gün burada yattı. Gökhan Zeybek 7 gün burada yattı. Veli Ağababa 7 gün burada yattı. Ulaş Karasu 7 gün burada yattı. Ankara İl Başkanlığından, Gençlik Kollarımızdan 150 genç burada yattı kayyıma karşı. Çünkü atarlar. Biz bu binayı o kayyıma teslim edersek Türkiye demokrasini teslim ederiz.
“CUNTA” TARTIŞMASI
Cunta nedir? Asker ya da sivil seçilmişlerin yerine zorla geçmeye, yönetimi devralmaya çalışan kişilere denir. Ben defalarca söyledim, bir daha söyleyeyim. Sayın Erdoğan son girdiği genel seçimde seçilerek cumhurbaşkanı unvanını almıştır. Ben de kendisine defalarca Sayın Cumhurbaşkanı, Cumhurbaşkanı... Bayramda aradınız. Sayın Erdoğan, bayramda aradım. Burada ağırladınız. Partisine gittim, burada ağırladım.
Bu bir sonraki cumhurbaşkanına darbedir. Kendi rakibine darbedir. Bu darbeyi yapan cuntacıdır. Erdoğan son seçimde aldığı oyla cumhurbaşkanı unvanı almıştır. 19 Mart'ta yaptırdığı işle cunta başkanı unvanı almıştır.
Şunu söyleyeyim. Şimdi Akın Gürlek en tartışmalı 10 kadar davada İstanbul'da mahkeme mahkeme gezdirilmiş, nerede lazımsa oraya götürülmüş. Selahattin Demirtaş'a da cezayı o vermiş, Canan Kaftancıoğlu'na da cezayı o vermiş. 10 tane büyük, Can Atalay'a da cezayı o vermiş, içeride o tutmuş. 10 büyük davada tak tak tak tak tak muhalefeti doğramış bir isimdi. Bakın o kısmı geçmişte çok tartışıldı.
“A, B, C PLANIMIZ YOK”
Bir kere bizim A, B, C planımız yok. Taktiksel olarak Z'ye kadar var ama özünde şöyle bir mesele var. Biz dedik ki: "Cumhurbaşkanı, erken seçim istiyoruz ve cumhurbaşkanı adayını da erken belirleyeceğiz." Bunun üzerine biz adım attıkça onlar attı. Adayımızın adaylaşmasına engel olmak için her şeyi yaptılar. Partiye kayyum atamaya çalıştılar, hatta onu kesmek için kurultay yaptık. İBB'ye kayyum atamaya çalıştılar, 7 gün 7 gece orada kaldık milletimizle birlikte. Direniş eylem yaptık. İki tane dava, "Terör örgütü" dediler, "Yolsuzluk" dediler. Ekrem Bey'i içeri aldılar. Bana dediler ki: "Şimdi ne yapacaksın? B planın var mı?" "Var. Dayanışma sandığı kuracağım. Sadece CHP'liler değil, bütün milletimiz hangi partiden olursa olsun dayanışma için gelip oy atacak" dedim.