Dijital çağın getirdiği yenilikler, çocukların ve gençlerin hayatında büyük bir yer tutuyor. Ancak bu gelişmeler, ergenlerin maruz kaldığı zorbalık, psikolojik baskı ve yalnızlık gibi sorunları da beraberinde getiriyor. Netflix’in yeni dizisi Adolescence, gençlerin dijital dünyada yaşadığı görünmez tehlikeleri çarpıcı bir şekilde ekrana taşıyor.

Psikologlar ve eğitim uzmanları, dizinin çocukların sessiz çığlıklarını duyurmak adına önemli bir işlev gördüğünü belirtiyor. Maya Vakfı Kıdemli Klinik Koordinasyon Sorumlusu ve Klinik Psikolog Melisa Varol, Adolescence dizisinin ebeveynler için uyarıcı bir nitelik taşıdığını ifade ediyor. Dizide, zorbalık ve sosyal dışlanmanın gençlerin psikolojisi üzerindeki yıkıcı etkileri ustalıkla işleniyor.

DİJİTAL DÜNYADA GÖRÜNMEYEN TEHLİKELER

Ergenlik dönemindeki bireyler, dijital platformlarda kendilerini ifade etme çabası içindeyken, çoğu zaman zorbalık ve psikolojik baskıya maruz kalıyor. Adolescence dizisi, bu sürecin gençler üzerindeki etkilerini derinlemesine ele alarak, onların sessizce yaşadığı travmaları gözler önüne seriyor.

Özellikle sosyal medya ve mesajlaşma uygulamalarında kullanılan şifreli ifadeler ve emojiler, çocukların karşılaştığı zorbalık türlerini daha da gizli hale getiriyor. Aileler, bu dijital dili anlamadığında, çocuklarının maruz kaldığı tehditleri fark etmekte zorlanıyor. Dizide de bu durum, gençlerin sessiz bir çöküş yaşadığı sahnelerle anlatılıyor.

Bu yollara dikkat edin! Türkiye genelinde yol durumu (20 Nisan 2025) Bu yollara dikkat edin! Türkiye genelinde yol durumu (20 Nisan 2025)

EBEVEYNLER İÇİN ÖNEMLİ MESAJLAR

Adolescence, yalnızca gençlerin değil, ebeveynlerin de dikkatle izlemesi gereken bir yapım olarak öne çıkıyor. Çocukların odalarına çekilip yalnızlaşması, dışarıdan bakıldığında normal bir durum gibi görünse de, aslında psikolojik olarak yardıma ihtiyaç duydukları bir sürece işaret edebilir.

Klinik Psikolog Melisa Varol, dizinin ebeveynlere iletişimin önemini hatırlattığını belirterek, “İletişim yalnızca konuşmakla değil, gerçekten duymakla mümkün. Çocuklarımıza sadece ‘Ne yapıyorsun?’ diye sormak yeterli değil, onların duygularını anlamaya çalışmak bir zorunluluk” ifadelerini kullanıyor.