Semerkant'ta düzenlenen Orta Asya-AB Toplantısında varılan anlaşmaya Türk Devletleri Teşkilatı üyesi Kırgızistan’ın da katıldığı bildirildi.

KIRGIZİSTAN DA KATILDI

4 Nisan’da düzenlenen AB-Orta Asya zirvesinde, Türk devletlerinin liderleri, Rusya'yı bypass ederek, direk karşılıklı hızlı ticareti sağlayacak Trans-Hazar Ulaşım Koridoru ve Ortak Koridor için daha fazla yatırım yapılmasını istedi.

Bu politika, Rusya'nın Ukrayna'yı işgal girişiminin başladığı 2022'den ve Çin'in giderek artan etkisinin görülmesinden bu yana stratejik bir temele de dayanıyor.

Dünyanın en önemli ekonomik güçlerinden biri olan AB, Orta Asya'ya olan ilgisini bu zirvede somutlaştırdı ve toplamda 12 milyar Euroluk bir yatırım paketi taahhüdünde bulundu.

Ayrıca içinde bir Yatırımcılar Forumu düzenlenmesi ve Özbekistan'da yerel bir EBRD (Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası) ofisi kurulması konusunda anlaşmaya varıldı.

RUM KESİMİNE BÜYÜKELÇİ

Üç önemli Orta Asya ülkesi, Rum kesimine büyükelçi atama adımlarını 3-4 Nisan'da düzenlenen AB-Orta Asya liderler zirvesinden hemen önce tamamladı.

Güney Kıbrıs Rum kesiminde büyükelçilik açma kararını ilk açıklayan ülke Kazakistan oldu.

Özbekistan ise Kazakistan'dan bir ay önce Aralık 2024'te İtalya'daki büyükelçisini Rum kesimine akredite büyükelçi olarak ilan etti.

Türk Devletleri Teşkilatı’nda gözlemci üye statüsünde olan Türkmenistan da İtalya Büyükelçisi'ni 31 Mart itibariyle Rum kesimine akredite büyükelçi olarak atayarak bu yönde ilk adımını attı.

AB’NİN ORTA ASYA’DA ALDIĞI KIBRIS GARANTİSİ

4 Nisan'da açıklanan AB-Orta Asya Ortak Bildirisi'nde, AB'nin Orta Asya ülkeleriyle yaptığı anlaşmada asıl hedefin “Kıbrıs” olduğu da ortaya çıkmış oldu.

Bildirinin 4. maddesinde, tarafların uluslararası ve bölgesel forumdaki tüm devletlerin egemenliği ve toprak bütünlüğüne saygı duyulacağı ve bu ilkeyi çiğneyecek adımlar atılmayacağı kararlılığı vurgulandı.

Bu kapsamda, BM Güvenlik Konseyi'nin 1983'te aldığı 541 ve 1984'te aldığı 550 sayılı kararlara güçlü bağlılıklarını teyit eden AB ve Orta Asya ülkeleri, aralarındaki ilişkinin gelişmesinin de bu ilkeye uyulmasına bağlı olduğunu kayda geçirdiler.

BM Güvenlik Konseyi, Kıbrıs Türklerinin 15 Kasım 1983'te ayrı bir devlet kurduklarını ilan etmelerinin ardından 541 ve 550 sayılı kararlarla bu girişimi kınamış ve bu kararın geri alınmasını istemişti.

Aynı kararlarda Güvenlik Konseyi, diğer BM üyelerine, ayrılma kararını tanımama çağrısında bulunmuştu.

TÜRKİYE’DEN CILIZ TEPKİ

Türkiye ve Kıbrıs Türk tarafı, 2017'de yaşanan Crans Montana barış görüşmelerinde Kıbrıs Cumhuriyeti'nin olumsuz yaklaşımı nedeniyle bir daha BM parametreleri çerçevesinde bir sürece katılmayacağını ilan etmişti.

Adada iki ayrı halkın yaşadığı gerçeğinin kabul edilmesi gerektiğini, bu kapsamda "iki devletli çözüm" anlayışının kabul edilmesi gerektiğini vurgulayan Ankara, 2021'den bu yana tüm baskılara rağmen yeni bir barış sürecine onay vermedi.

Bu süreçte Kuzey Kıbrıs'ın uluslararası toplumda görünürlüğünün ve kabulünün artmasına çalışan Türkiye, Kıbrıs Türklerinin TDT'de gözlemci üye olmasını sağladı.

Kıbrıs Türk lider Ersin Tatar, 2024'te Bişkek'te düzenlenen TDT Zirvesi'ne "onur konuğu" olarak davet edildi ve bu adım AB ve Rum kesiminin büyük tepkisine neden oldu.

Kıbrıs Cumhuriyeti'nin önemli kaygılarından biri Türkiye'nin etkisinin arttığı bölgelerdeki ülkelerin Kuzey Kıbrıs'ı tanıması olasılığı idi. Bunların başında da Orta Asya ülkeleri geliyordu.

Semerkant Zirvesi'nde alınan kararlarla, AB ve Rum kesimindeki bu kaygılar giderilmiş oldu.

Son dönemdeki bu gelişmelere Ankara'dan henüz resmi bir tepki gelmedi.

Muhalefet partileri de TDT içinde oluşturulan Aksakallılar Konseyi üyesi eski Başbakan Binali Yıldırım'ın açıklama yapmamasını eleştirmekle yetindi.

HAMAS’tan ateşkes açıklaması: "Silah bırakma teklifi kabul edilemez" HAMAS’tan ateşkes açıklaması: "Silah bırakma teklifi kabul edilemez"