Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ‘heybede daha büyük turpların’ olduğu sözleri tartışılmaya devam ediyor.
TURPUN BÜYÜĞÜ TARTIŞMASI
Son olarak Youtube kanalında açıklama yapan Veryansın TV Genel Yayın Yönetmeni Erdem Atay, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ve AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik’in eski açıklamalarına da dikkat çekerek, “Yaptığım araştırmalara ve geçmişten bugüne yapılan konuşmalara göre turpun büyüğü İş Bankası olabilir” dedi.
ATAY: İŞ BANKASI OLABİLİR
Atay, Çelik’in “Cumhuriyet Halk Partisi’nin Atatürk’ün kurduğu partiyle bir ilişkisi kalmamıştır. Atatürk kendi mirasından İş Bankası hisselerinden, Türk Dil Kurumuna ve Türk Tarih Kurumuna bir pay ayırmıştı. Cumhuriyet Halk Partisi ‘Atatürk’ün kurduğu partiyiz’ diyor ama Atatürk’ün Türk Dil Kurumu ve Türk Tarih Kurumu için ayırdığı ödenekleri yıllarca ödememiştir” sözlerini hatırlattı.
Atay, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 2018 yılından beri bu konuda mesaj verdiğine dikkat çekerek, CHP’nin bunu görmediğini, İş Bankası’nın ise gözünü kapattığını söyledi.
Atay’ın iddiasına göre, AK Parti kanadı, CHP’yi Atatürk’ün mirasına ihanet etmekle suçluyor. İş Bankası’nda kayıp olduğu söylenen 1,5 milyar TL’lik fonun akıbetine dikkat çekiyor.
DİLİPAK: KRİZ DERİNLEŞECEK
Konuya ilişkin iktidara yakın olan aynı zamanda sert eleştirileriyle tanınan Yazar Abdurrahman Dilipak da İş Bankası’na kayyım atanması ihtimalini, bankanın kuruluşundan itibaren CHP ile olan ilişkisine dayandırarak kayyım atanacağı iddialarını gündeme taşımıştı.
Dilipak, İş Bankası’na kayyım atanması için geriye dönük bir soruşturmanın başlatılabileceğini ve bu ucun başka yerlere uzanabileceğini vurguladı.
CHP’nin kongre süreçlerindeki şaibeli delege iddialarını da hatırlatarak, kayyım atamasının hukuki ve ahlaki boyutlarının tartışmalı olduğunu belirtti. “Birileri Türkiye’de siyaseti yeniden dizayn etmek istiyor” diyen Dilipak, bu iddiaların İmamoğlu’nun tutuklanmasıyla başlayan krizi derinleştirebileceğini savundu.
İŞ BANKASI'NDAN İDDİALARA YANIT
Türkiye İş Bankası, bankaya dair bazı haber sitelerinde yer alan kayyım iddialarına ilişkin açıklama yaptı.
Açıklamada, "Sosyal medya mecralarında son dönemde Bankamız itibar ve şöhretine kasteden, yatırımcıların karar ve davranışlarını etkilemeye yönelik spekülatif, aynı zamanda sermaye piyasası mevzuatı ve bankacılık mevzuatı tahtında da suç teşkil eden gerçek dışı beyan ve iddialara itibar edilmemelidir" denildi.
Bankamız Esas Sözleşmesi’nin 22’nci maddesinde düzenlenmekte olan kurucu intifa senetleri hukuken pay senedi mahiyetinde olmayıp intifa senedi niteliğindedir. Kurucu intifa senetleri, hukuken sermayede herhangi bir payı temsil etmemekte, sahibine genel kurula katılma hakkı, oy hakkı gibi pay sahipliği hakları bahşetmemekte, sadece mal varlıksal haklar sağlamaktadır.
Nitekim Bankamız Esas Sözleşmesinin anılan maddesinde kuruluşta çıkarılacak hisse senetlerinden bir defada 100 adet alanlara bir adet kurucu intifa senedi verileceği ifade edilmektedir. Aynı madde, bu hakkın dört milyon sermayeye kadar mevcut olduğunu, sermayenin bundan fazla artırılması halinde kurucu intifa senedi verilmeyeceğini de düzenlemekte olup 1927 yılında sermayenin bu tutara ulaşmasından sonra artık kurucu intifa senedi verilmemiştir.
Bankamızın 31.05.1991 tarihli Olağanüstü Genel Kurulunda o dönemdeki hissedarları tarafından alınan karar ile sermaye artırımına gidilmiş ve yasal mevzuat ile Yüksek Mahkeme içtihatlarına uygun bir şekilde Esas Sözleşmemizin 58 inci maddesinde değişiklik gerçekleştirilerek, kurucu intifa senedi sahiplerine dağıtılacak kâr payı ödemeleri “ödenmiş sermayenin 250 Bin TL’lik bölümü” ile sınırlandırılmıştır. Anılan Esas Sözleşme değişikliği tescil de edilmek suretiyle Bankamız açısından hukuken uygulanmakla yükümlü olunan bir hüküm haline gelmiştir. Dolayısıyla ilgili tarihten itibaren yapılan kar dağıtımları, tescil edilmiş bu Esas Sözleşme değişikliği dikkate alınarak, Bankamızın tabi olduğu kanunen yetkili otoritelerin bilgisi ve denetiminde uygulanmıştır.