AK Parti genel merkezinde gerçekleşen toplantıda Doğu, Güneydoğu ve Karadeniz bölgesindeki AK Partili milletvekilleriyle bir araya gelen Dışişleri Bakanı Hakan Fidan'ın açıklamalarının satır başları şu şekilde:
- "Suriye ile son durum - Tam bir uyum içerisinde çalışmaya devam ediyoruz. İsrail’in son yaptığı saldırıların oraları destalibize etme noktasındaki tavırlarına eleştirel yaklaşıyoruz. DEAŞ’la ilgili oradaki süreci Ürdün’le ve diğer bölge ülkeleriyle birlikte koordine edeceğiz. YPG ile ilgili süreci hassasiyetle takip ediyoruz. Silah bırakıp milli orduya katılacaklar. Suriye’de federal herhangi bir yapılanma asla söz konusu olmayacak ve ordunun dışında başka bir silahlı yapılanmaya da kesinlikle müsamaha gösterilmeyecek. Kürtlerin, Suriye anayasasının kurucu unsurlarından biri olmasını önemsiyoruz.
- Trump’ın yaklaşımı bireysel mi yoksa kurumsal bir yaklaşım mı? - Seçilmiş olan bir ABD Başkanı. Dolayısıyla kurumsal yaklaşımdan ayrı değerlendirmemiz mümkün değil. Trump için önemli olan DEAŞ’ın tekrar burada alan bulmaması. Açtığı da ortaya çıkıyor. Batı ve dünya barışı için tehdit unsuru olan DEAŞ’a alan açmaya çalışan İsrail saldırılarıyla karşı karşıya kaldığımız bir vaka. Türkiye’nin de bu konuda yaklaşımı net.
- Gazze’nin insansızlaştırılması - Buna net olarak karşıyız. Şu anda orasıyla ilgili olarak her gün açlıkla imtihan edilen, insanların her akşam kafalarına bomba yağdığı bir süreç var. Ürdün ve Mısır’ın bu konuya yaklaşımının pozitif olmamasıyla birlikte, ‘Başka ülkelere Filistinliler taşınabilir mi acaba?’ İsrail çok ciddi anlamda işlemeye devam ediyor. Biz şu anda uluslararası hassasiyetin oluşturulması konusunda çalışmalarımıza devam edeceğiz.
- Türkiye’nin AB üyeliği - 50 yıldan beri aynı durumdayız. Türkiye, AB içinde olsaydı Brexit olmazdı. Türkiye’nin ve İngiltere’nin AB’nin içinde olduğu bir denklem olsaydı, bugün Avrupa’nın güvenlik sorununu konuşmuyor olurduk. AB’nin karar vermesi gereken mekanizma bu. Yani, önümüzdeki süreç içerisinde vizyonla mı hareket edeceksiniz yoksa kamuoyu baskısı altında kısa vadede hesaplar içerisinde mi olacaksınız? Türkiye, bugün AB içerisinde olsaydı aşırı sağın yükselişini konuşmuyor olurduk. Ama realite çok idealist bir yaklaşımda değil.”