F Harfi ile Başlayan Kız Bebek İsimleri ve Anlamları
- Faden: İplik
- Fadıla: Fazilet sahibi kadın
- Fadik: Fatma adının bir söyleniş biçimi
- Fadile: Erdemli, fazilet sahibi. 2. Saygın kişi.
- Fadile / Fadıla: Erdemli üstün kişi.
- Fadim: 1. Çocuğunu sütten kesen kadın. 2. Hz. Muhammet’in ilk eşi Hz. Hatic
- Fadime: Fatma adının bir söyleniş biçimi (Fa-tı-ma)
- Fadiş: Fatma adının bir söyleniş biçimi
- Fahika: Manevi yönden üstün olan, yüce
- Fahiman: Yüce kişi. 2. itibarı olan kişi.
- Fahime: Büyük, ulu, yüce.
- Fahire: Övünülecek, iftihar edilecek
- Fahriye: Bir işi çıkar beklemeden yapan kimsedir.
- Fahrünisa: Övünülecek değerde kadın
- Fahrünissa: Övünülecek değerde kadın
- Fahrünnisa: Kadının erdemi, onuru, büyüklük ve ululuğu.
- Faide: Fayda, yarar.
- Faika: Manevi yönden üstün olan, Üstünlük, ileri görüşlülük.
- Faize: İsteklerine kavuşan, başarılı
- Fakihe: Zeki, anlayışlı. 2. Fıkıh biliminde uzman olan.
- Farah: Neşe, mutluluk, sevinç.
- Faraziye: Gerçekte olmayıp, varsayılan.
- Fariha: “Feriha” isminin bir başka söyleniş biçimi.
- Farika: Ayırt edilmesine neden olan, özellik.
- Farise: Anlayışlı – Bir şeyi önceden hissedebilen, zeki kişi.
- Fariza: Farz, Allah’ın emri. 2. Gerekli, elzem. 3. Görev, borç. 4. Hisse, pay.
- Fasihe: Açık, yanlışsız, etkili bir biçimde söylenen. 2. Açık seçik.
- Fatıma: (Arapça)1. Sütten kesilmiş. 2. Kendisi ve zürriyeti cehennemden uzak
- Fatine: Anlayışlı, uyanık, çabuk kavrayan.
- Fatma: Çocuğunu sütten kesen anne demektir. Hz. Muhammed’ in kızının adıdır. Orijinal hali Fatıma’ dır.
- Fatmagül: Gül gibi güzel yeni anne olmuş kadın
- Fatmanur: Fatma ve nur kelimelerinden türetilen isim
- Fato: “Fatoş” adının bir başka söyleniş biçimi.
- Fatoş: Fatma’nın farklı söylenişi.
- Fazıla: Erdemli.
- Fazile: Fazilet sahibi.
- Fazilet: Erdem, insanın iyi huyları
- Faziye: Erdemli, temiz
- Fecir: Şafak vakti
- Fecriye: Tan yerinin ağarması. 2. Şafak kızıllığı
- Fehiman: “Fahiman” isminin bir başka söyleniş biçimi.
- Fehime: Anlayışlı, çabuk kavrayan
- Fehmiye: Anlayışlı kavrayışlı.
- Fekahet: Şakacılık, hoş mizaçlılık.
- Felat: Kurtuluş, Fırat’ın iki büyük kolundan biri.
- Felin: Mantar.
- Fenniye: Fene, bilime ilişkin, bilimle ilgili.
- Fer: Işık, aydınlık
- Feradis: Cennet, uçmak
- Ferah: Bol geniş / Rahatlık veren / Gönlü şenlendiren
- Ferahay: Güzelliğiyle insanın gönlünü şenlendiren.
- Ferahcan: İçtenliğiyle insanı rahatlatan.
- Ferahdil: Tatlı dilli.
- Ferahet: Onuruna düşkün olan, onurlu.
- Ferahfeza: Sevinci arttıran, neşelendiren. 2. Türk müziğinde, yegah perdesinde karar kılan makamlardan biri.
- Ferahgül: Güzelliğiyle neşe saçan
- Ferahnak: Sevinçli, neşeli. 2. Alaturka müzikte bileşik bir makam.
- Ferahnaz: Nazlılığıyla insanı sıkmayan.
- Ferahnisa: İnsanın gönlünü açan, iç rahatlığı veren kadın.
- Ferahnur: İnsanın gönlünü ışık saçarak aydınlatan
- Ferahnüma: İçindeki sevinci, neşeyi dışarı vuran, gösteren.
- Ferahru: Yüzünden tebessümü hiç eksik etmeyen.
- Ferahsal: İnsanın yüreğini, gönlünü ferahlatan.
- Ferahsu: Su gibi ferahlatan.
- Ferahşan: Gönlü şenlendirmesiyle tanınan.
- Ferahşen: Gönlü şenlendiren.
- Ferahtan: Tan vakti gibi insanı ferahlatan.
- Ferahyar: Gönlü şenlendiren sevgili.
- Ferahyüz: Görünümüyle insanı rahatlatan.
- Feramuş: Unutma, hatırdan çıkartma.
- Feraset: Çabuk anlama, sezme, 2~ Uyanıklık.
- Feray: Ay ışığı, rahat huzurlu kişi
- Feraye: Ay ışığı, ayın parlaklığı.
- Fercan: İnsanın ruhuna aydınlık veren bir içtenliğe sahip olan
- Ferda: Gelecek zaman, yarın, kıyamet
- Ferdacan: İçtenliğini hiç kaybetmeyecek olan
- Ferdagül: Her zaman gül güzelliğinde olacak olan.
- Ferdağ: Dağ gibi güçlü.
- Ferdanaz: Hep nazlı, olan.
- Ferdane: Tek, yalnız.
- Ferdaniye: Eşsiz olma durumu.
- Ferdanur: Durmaksızın ışık saçan.
- Ferdiye: Birlik, tek olma. 2. Bireylik.
- Fergül: ışıklı ve gül gibi güzel olan.
- Fergün: Aydınlık gün.
- Ferhan: Sevinçli, gönlü hoş
- Ferheng: Bilgi, ustalık. 2. Sözlük.
- Ferhunde: Mesut, mutlu.
- Feri: Detaylı, ayrıntılı, ikincil
- Feriba: Sevinçli.
- Feribe: Aldatan, kandıran.
- Ferican: Can ışığı, ruh aydınlığı.
- Feride: Tek eşsiz, benzeri olmayan
- Ferigül: Güle benzeyen.
- Feriha: Sevinçli, ferah
- Ferinaz: Nazlı güzel.
- Ferinur: lşıl ışıl parıldayan.
- Feris: Şık, zarif
- Ferisal: ışığını saç anlamında.
- Feriser: Çok ışıklı olmasıyla göz kamaştıran
- Ferisoy: Işık saçan bir soydan gelen.
- Ferisu: Temizliği ve berraklığıyla ışık saçan
- Ferişan: Şanı ve şöhretiyle göz kamaştıran.
- Ferişen: Neşe saçan.
- Ferişte: Melek.
- Feriyar: Işık saçan sevgili.
- Fermude: Buyrulmuş, emir ferman.
- Fernaz: Nazlı güzel.
- Fernur: Aydınlık, ışık
- Fersal: Her yanından ışık saçan.
- Fersude: Eskimiş, yıpranmış, örselenmiş
- Feruze: “Firuze” isminin bir başka söyleniş biçimi.
- Ferve: 1. Kürk. 2. Zenginlik, servet.
- Feryal: Ay çevresinde oluşan hare, uzun boylu güzel kız, eski bir mısır prensesi. Gözleri ışık saçan güzel kız.
- Feryüz: Yüzünün güzelliğiyle ışık saçan.
- Ferzan: İlim, bilim, hikmet.
- Ferzane: Bilge, filozof, seçkin.
- Ferzin: Kraliçe
- Fetanet: Çabuk anlayan, çabuk kavrayan.
- Fethiye: Açma, alma, fetih etme.
- Fettan: Gönül ayartıcı. 2. Ayartıcı göz.
- Fevziye: Kuruluş, zafer üstünlükle ilgili kimsedir.
- Feyha: Büyük, geniş, engin olan.
- Feyman: Ahlakta olgunluğu amaçlama, iyi ahlaka yönelme.
- Feyza: Bolluk, çokluk, bol bol olandır. İlim, irfan, feyiz ile dolu olandır.
- Feyzan: Bolluk, bereket.
- Feyziye: Tanrının bereketi
- Feza: Boşluk, sınırsızlık, uzay
- Fezanur: Uzay gibi parlak ve aydınlık olan.
- Fındık: Küçük ağaçlarda yetişen, kabuklu, besleyici yemiş.
- Fırışte: Melek.
- Fıtnat: “Fitnat” isminin bir başka söyleniş biçimi.
- Fidan: Yeni, olgunlaşmamış ağaç.
- Fidancan: İçtenliğinden hiçbir şey kaybetmemiş olan.
- Fidancık: Sevimli, daha çok minik anlamında.
- Fidangül: İnce, uzun, hoş kokulu
- Fidannur: Gençliği, tazeliği ve körpeliğiyle gelecek vaad eden.
- Fide: Bahçıvanlıkta tohumdan yetiştirilip başka yerlere dikilmek için hazırlanan sebze veya körpe çiçek.
- Figan: Çılık, inilti
- Figar: İncinmiş, yaralı.
- Figen: Yaralayan, kıran, düşüren anlamlarındadır.
- Fikir: Düşünce, anlayış, zihin.
- Fikret: Fikir, düşünce, amaç, niyet
- Fikriye: Düşünce ile fikir ile ilgili
- Filbahar: Ormanlarda yetişen, beyaz, mavi, mor çiçekler açan, tırmanıcı sarıl
- Filiz: Bitkilerin yeni sürgünü, ham madde yatağı
- Filizi: Asma filizinin rengi, açık yeşil renk.
- Firaset: Çabuk kavrayış, çok güçlü sezi yetisi.
- Firaz: Yüksek, en üst yer. 2. Yokuş, çıkış. 3. Yukarı kaldıran, yükselten.
- Firdevs: Cennetteki altıncı bahçenin adı
- Firdews: Cennet bahçesi, cennet.
- Firkat: Ayrılık, dostlardan veya sevgiliden ayrılma.
- Firuz: Mesut, mutlu.
- Firuzan: Parlayıcı, parlayan, parlak. bk. Füruzan
- Firuze: Gök mavisi renginde değerli bir süs taşı.
- Fisun/ Füsun: Şaşırtıcı güzelliğe sahip, hayret verici derecede güzel manasının yanı sıra sihir büyü anlamını da taşır bu da isme olumsuz bir mana katar.
- Fitnat: Zihin açıklığı, her şeyi çabucak öğrenme.
- Fuçin: Hatun, kadın.
- Ful: İnce, uzun, bir ağaç, beyaz kokulu çiçek
- Fuldem: Her zaman geniş açık görüşlü.
- Fulden: Her zaman geniş açık görüşlü
- Fulin: Hoş kokulu çiçek.
- Fulya: Çok hoş kokusu ve rengi olan bir çiçek
- Funda: Çalı; zengin, yeşil bitki örtüsü
- Furkan: İyiyle kötüyü, doğru ile yanlışı ayıran her şey
- Fügen: Yaralayan, kıran, düşüren. bk. Figen
- Füreyya: Parlak, ışıltılı günler
- Füruzan: Çok parlak, parlayıcı, aydınlık
- Füruzende: 1. Yanıcı, yakıcı. 2. Parlatan, parlayın, aydınlatan.
- Füsun: Efsun / Büyü, sihir. Şaşırtıcı, hayret verici ve kendine cezbedici bir güzellik.
- Füsun / Fisun: Sihir, büyü. Şaşırtıcı güzelliğe sahip, hayret verici derecede güzel
- Füsunkâr: 1. Büyüleyici. 2. Sihirbaz, büyücü.
- Füsunnaz: Gizemli tavır takınan
- Füsünkar: Büyüleyici, çekiciliği olan. 2. Sihirbaz.
- Fütade: Tutkun, sevdalı, müptela olmuş.